ORTA KULAK ENFEKSİYONU NEDİR?
Orta kulak enfeksiyonları kulak zarının arkasında yer alan orta kulak boşluğunda oluşan iltihaplardır. Nedeni genellikle virüsler ya da bakterilerdir. Sıklıkla yakın zamanda geçirilmiş bir soğuk algınlığı veya alerjik bir problem nedeni ile orta kulak havalanmasını sağlayan östaki kanalı fonksiyonunun bozulmasını takiben meydana gelir. Tek ya da her iki kulak aynı anda etkilenebilir. Küçük çocuklarda orta kulak anatomik gelişimini tam olarak tamamlamamış olduğundan östaki kanalı fonksiyonlarındaki ve anatomisindeki farklılıkların etkisi ile kulak enfeksiyonu daha sık görülür. Özellikle;
- Beş yaşının altındaki çocuklarda,
- Erkeklerde
- Biberonla beslenen bebeklerde,
- Yuvaya giden çocuklarda,
- İyi havalanmayan kalabalık ortamlarda bulunan ve sigara dumanına maruz kalan çocuklarda orta kulak enfeksiyonları daha sık görülür.
- Orta kulak enfeksiyonları daha az sıklıkta olmakla birlikte, ergenlik çağında ve erişkinlerde de görülmektedir. Çocuklarda en sık görünen orta kulak iltihapları seröz / efüzyonlu otitis media ve akut otitis mediadır.
Seröz Orta Kulak İltihabı (Seröz Otitis Media, Efüzyonlu Otitis Media)
Normal olarak her yutkunmada kısa bir süre açılarak orta kulak basıncını ayarlayan östaki borusu fonksiyonlarının viral enfeksiyonlar, alerjik reaksiyonlar gibi nedenlerle bozulması en önemli sebeptir. Sonuçta orta kulak havalanamaz ve kulak salgılarının birikmesi ve havanın dokularca emilmesi ile oluşan negatif basınçla dokulardan sıvı çekilmesi sonucu orta kulak sıvı ile dolar (seröz otit) uzun süren negatif basınca bağlı olarak mukoza salgısının koyulaşması sonucunda ise daha kronik bir tablo olan sekretuar otitis media oluşur. Kulak zarı bu sıvı yüzünden gerektiği gibi titreyemez ve çocukta işitme kaybı oluşur. Bu hafif işitme kaybı çocuğun davranışlarında çeşitli değişmelere yol açar: Bu problemin kronikleşmesi ise çocuğun zihinsel gelişiminde ve konuşmaya başlamasında gecikmeye yol açabilir. İşitme kaybı olan çocukta gözlemlenen başlıca bulgular şunlardır;
- Televizyonun sesini çok açar ya da televizyonun çok yakınına oturur.
- Söylenenlere, tam işitemediği için hemen cevap vermez veya hiç aldırış etmez.
- Okulda öğretmenin söylediklerine ilgisi azalır, derslerinde başarısızlık başlar. Okuldaki tembel çocuklarda orta kulak sıvısı ve işitme kaybı mutlaka araştırılmalıdır.
- Özellikle “s” “z” gibi sessiz harflerin iyi duyulamamasına bağlı olarak konuşma bozuklukları meydana gelebilir.
SERÖZ OTİTİN SEBEPLERİ
Seröz otit sessiz bir hastalık olup genellikle ateş, kusma, ağrı gibi bariz şikayetlerle ortaya çıkmaz. Tanısı sıklıkla geniz etine bağlı şikayetler nedeni ile yapılan muayenelerde ya da işitme kaybından şüphelenilmesi sonucunda muayenede konur.
Kulak zarı matlaşmış, kalınlaşmış ve üzerinde damarlanma artmıştır. Problemin süresine bağlı olarak zarda çekilmeler, orta kulak yapılarına doğru yapışmalar, koyu renk değişiklikleri olabilir. Hasatlık sıklıkla iki kulağı birden etkiler. Tek taraflı seröz otitlerde ise işitme kaybı fark edilemeyebilir. Bu hastalarda denge merkezinin etkilenmesine bağlı olarak dengesizlik, sportif aktivitelerde zorlanma, yürümede zorlanma gibi bulgular görülebilir. Tanıya yardımcı test olarak orta kulak basıncı ölçümü, işitme reflekslerinin ölçümü ve uyum sağlayabilen çocuklarda işitme testleri yapılır. İşitme kaybı iletim tipidir. Nadiren orta kulaktaki mikroorganizmaların salgıladıkları maddelere bağlı sinir tipi kayıp gelişebilir.
TEDAVİ
İlaç tedavisi:
Başlangıçta antibiyotik tedavisi uygulanır. Beraberinde mukoza şişliğini azaltan, mukus kıvamını incelten ilaçlar kullanılabilir. Alerji tanısı olan hastalarda anti alerjik tedavi eklenmelidir. Sakız çiğnemek ve balon şişirmek gibi aktiviteler östaki kanalının fonksiyonuna büyük oranda yardımcı olabilir. Bu açıdan Otovent denilen burundan hava vererek balon şişirmeye yarayan basit sistemler çok daha faydalı olabilmektedir.
Özellikle seröz otit ile beraber sık tekrarlayan akut otit atakları olan ve kreşe gitmekte olan çocukların 1 ay kadar bu ortama gönderilmemesi uygun olabilir. Biberonla beslenen çocuklarda beslenmenin yarı oturur pozisyonda yapılması tavsiye edilmelidir.
Hastalığın sonbahar, kış dönemlerinde artan viral enfeksiyonlara paralel olarak sık görülmesi göz önüne alınarak tedavi planlamasında değişiklikler yapılabilir. Yaz dönemi öncesinde tıbbi tedaviden başarı şansı artarken kış döneminde bu oran azalmaktadır.
Altı sekiz haftada uygulanan tedavilerin başarılı olmaması aynı zamanda 20-25 dB üzerinde işitme kaybı olması durumunda cerrahi tedavi tercih edilir. Kulak zarında incelme, çökme, cepleşme var ise, sinir tipi kayıp oluşmuşsa ya da denge bozukluğu başlamışsa doğrudan cerrahi tedavi seçilebilir.
Cerrahi tedavi:
Cerrahi tedavide kulak zarına havalandırma tüpü takılır, takiben işitme kaybı hemen iyileşir. Ek olarak geniz eti ve lüzumu varsa bademcikler alınabilir. Havalandırma tüpü, çocuklara genel anestezi altında uygulanır, kulak zarında genellikle 8-12 ay kalır ve sonra kendiliğinden düşer ya da doktor tarafından alınır ( 15 ay sonrasında düşmeyen grommed tüpler). Genelde tüpün alınması için ekstra bir cerrahi müdahele ye gerek kalmadan ofis şartlarında olmaktadır. Bu tedavilerle hastaların büyük bölümü tam olarak iyileşir. Nadiren tekrarlayan tüp uygulamaları ya da kalıcı tüp tatbiki gerekebilmektedir ( T tüp). Özellikle tekrarlayan seröz otit şikayeti olan çocuklarda alerji, immün sistem fonksiyonları değerlendirilmelidir.
Kulak zarına tüp takılmış çocukların suyun temiz olduğu bölgelerde bir metreden fazla dalış yapmadıkları sürece denize girmelerinde genellikle sakınca yoktur, ancak özellikle yüzme havuzlarında ve sabunlu su ile duş ya da banyo yaparken vazelinli pamuk ya da uygun bir kulak tıkacı ile dış kulak yolu kapatılarak suyun tüpten orta kulağa girmesi önlenmelidir.
2005 yılından itibaren Çorlu da 120 civarında hastaya grommet tüp ve 7 hastaya T tüp uyguladım. Kalıcı kulak zarı perforasyonu sadece grommed tüp takılan 1 hastada oldu, bu hastada daha sonra immotil silia sendromu ( Kistik fibrozis) tanısı aldı. Ayrıca 7 hastanında tüplerinin atması sonrası ortak kulak effüzyonları ve işitme kayıpları devam etmesi sebebiyle ikinci kez ventilasyon tüpü takmak zorunda kaldım. Herhangi bir ciddi sorun yada komplikasyonla karşılaşmadım.
Tüp takılan hastalarıma işlemden sonra 3 ve 10 gün ve kaldığı süre içerisinde aylık kontrollere gelmelerini ve sudan korumalarını tavsiye ediyorum. Ventilasyon tüpleri aşağıda da görüleceği şekilde küçük delikleri vasıtasıyla orta kulak boşluğu ve dış kulak yolu arasındaki basınç farkını eşitlerler. Bu açıdan küçük bir buşon ( kulak kiri ) un deliğini tıkaması tüpü fonksiyon görmez hale getirebilir. Bu açıdan tüplerin kaldıkları süre içerisinde mutlaka ayda bir KBB Uzmanları tarafından değerlendirilmeleri ve odyometri tetkikleriyle işitmenin değerlendirilmesi şarttır.