Endoskopik DSR Nedir ve Nasıl Yapılır?

Endoskopik DSR, gözyaşı kesesinde meydana gelen tıkanıklıkları tedavi etmek amacıyla uygulanan bir cerrahi işlemdir. Bu işlem, gözyaşı kanalının açılmasını sağlamak için kullanılır. Endoskopik DSR, minimal invaziv bir prosedürdür ve genellikle genel anestezi altında yapılır.

Bu teknikte, cerrah, burun ve gözyaşı kesesi arasındaki engeli aşmak için endoskop kullanır. Endoskop, burun içine yerleştirilen ince bir tüp olup, cerrahın gözyaşı kanalını görmesini sağlar. Tıkanıklığa neden olan zararlı doku veya yapılar endoskop aracılığıyla çıkarılır ve burun ile gözyaşı kesesi arasındaki kanal yeniden açılır.

Bu işlem, hastanın iyileşme sürecini hızlandırır ve genellikle hastanede yatış gerektirmez. Endoskopik DSR, gözyaşı tıkanıklığının tedavisinde modern bir yöntem olup, burun delikleri üzerinden yapılan küçük kesilerle gerçekleştirilir.

Gözyaşı Kesesine Tıkanıklığı Nedir ve Bu Cerrahi İşlem Nasıl Fayda Sağlar?

Gözyaşı kesesi tıkanıklığı, gözyaşı kanallarının herhangi bir nedenle engellenmesi sonucu gözyaşlarının düzgün şekilde boşalamaması durumudur. Bu tıkanıklık, genellikle gözyaşı kanalındaki enfeksiyon, yaşlanma, doğuştan gelen yapısal bozukluklar veya travma sonucu meydana gelir. Gözyaşı kesesi tıkanıklığı, gözde sulanma, göz kızarıklığı ve ağrı gibi belirtilerle kendini gösterir.

Endoskopik DSR, bu tıkanıklığı tedavi etmek için en etkili cerrahi yöntemlerden biridir. Bu işlem, gözyaşı kanallarındaki tıkanıklığı ortadan kaldırarak gözyaşlarının normal şekilde boşalmasını sağlar.

Gözyaşı kesesi açıldığında, gözyaşlarının düzgün bir şekilde burun içine akması sağlanır ve bu sayede göz sulanmasının önüne geçilmiş olur. Endoskopik DSR, hızlı iyileşme süreci ve daha az invaziv olması ile klasik yöntemlere göre büyük bir avantaj sağlar.

Endoskopik DSR ile Klasik DSR Arasındaki Farklar Nelerdir?

Endoskopik DSR ile klasik DSR (Dakriosistorinostomi) arasındaki temel fark, kullanılan yöntem ve uygulama şeklindedir. Klasik DSR, daha büyük kesilerle yapılan bir cerrahidir. Bu teknikte, gözyaşı kanalı açılacak alana ulaşmak için genellikle yüz bölgesinde büyük bir kesi yapılır. Ancak, endoskopik DSR, minimal invaziv bir yöntem olup, burun içinden yapılan küçük bir kesi ile gözyaşı kanalına ulaşılır.

Endoskop kullanarak cerrah, tıkanıklığın kaynağını doğrudan görerek müdahale edebilir, bu da daha hassas ve güvenli bir işlem sağlar. Endoskopik DSR’nin en büyük avantajlarından biri, iyileşme sürecinin çok daha kısa olmasıdır.

Klasik DSR’de ise iyileşme süresi daha uzun olabilir, çünkü daha büyük bir kesi yapıldığı için doku hasarı daha fazladır. Ayrıca, endoskopik DSR sonrası iz kalma riski de çok daha düşüktür. Sonuç olarak, endoskopik DSR, hastalar için daha az ağrı, daha kısa iyileşme süresi ve daha estetik sonuçlar sunar.

Endoskopik DSR Ameliyatı Hangi Durumlarda Gereklidir?

Endoskopik DSR, gözyaşı kanallarında tıkanıklık olan hastalar için genellikle önerilen bir cerrahi yöntemdir. Bu işlem, gözyaşı kesesinin düzgün çalışmaması nedeniyle gözlerde sürekli sulanma, kızarıklık ve bazen enfeksiyon gibi sorunların yaşandığı durumlarda gereklidir. Gözyaşı kanalındaki tıkanıklık, doğuştan olabileceği gibi, enfeksiyonlar veya burun ve göz çevresindeki travmalar nedeniyle de gelişebilir.

Gözyaşı kesesi tıkanıklığına bağlı olarak gözde sürekli sulanma meydana gelir ve bu durum, kişinin günlük yaşam kalitesini etkileyebilir. Endoskopik DSR, bu tür tıkanıklıkları tedavi etmek için kullanılır.

Ayrıca, bu işlem, klasik DSR’nin daha invaziv yöntemlerine göre daha az komplikasyon riski taşır ve iyileşme süreci daha hızlıdır. Eğer gözyaşı kanalı tıkanmışsa ve daha önce kullanılan tedavi yöntemleri başarılı olmamışsa, endoskopik DSR cerrahisi, bu sorunu çözmek için en iyi seçenek olabilir.

Gözyaşı Kesesine Tıkanıklığı Neden Olur?

Gözyaşı kesesi tıkanıklığının başlıca nedenleri arasında doğuştan gelen yapısal bozukluklar, yaşlanma, enfeksiyonlar ve travmalar yer alır. Doğuştan gelen bazı insanlar, gözyaşı kanalındaki normal yapısal gelişim eksiklikleri nedeniyle bu tıkanıklıklarla karşılaşabilirler. Yaşlanma, gözyaşı kanallarının daralmasına veya tıkanmasına neden olabilir, bu da gözyaşlarının düzgün bir şekilde akışını engeller.

Ayrıca, gözyaşı kesesinde enfeksiyonlar veya iltihaplanmalar, kanalın şişmesine ve tıkanmasına yol açabilir. Gözyaşı kanalı tıkanıklığına neden olan diğer bir faktör ise burun ve göz çevresindeki travmalardır. Bu tür fiziksel hasarlar, gözyaşı kanallarını tıkayarak, gözyaşlarının burun içine düzgün bir şekilde akmasını engeller.

Sonuç olarak, gözyaşı kesesi tıkanıklığı, çeşitli nedenlerle oluşabilen bir durumdur ve tedavi edilmediği takdirde, gözde sulanma, enfeksiyon ve uzun vadeli rahatsızlıklara yol açabilir.

Tıkanmış Gözyaşı Kanalı Ne Gibi Sorunlara Neden Olur?

Tıkanmış gözyaşı kanalı, gözyaşlarının normal bir şekilde burun yoluyla boşalmasını engelleyerek bir dizi soruna yol açabilir. Gözyaşları, doğal olarak gözdeki yabancı cisimleri temizler, koruyucu bir bariyer oluşturur ve gözün nemli kalmasını sağlar. Gözyaşı kanalının tıkanması, bu işlevleri bozar ve gözde sürekli sulanma, kızarıklık, yanma hissi ve gözlerde enfeksiyon riski gibi sorunlara yol açar.

Sürekli sulanma, hastaların gözlerini temiz tutmalarını zorlaştırır ve günlük yaşamlarında rahatsızlık yaratabilir. Ayrıca, gözyaşı kanalı tıkanıklığı tedavi edilmediği takdirde, gözdeki enfeksiyon riski artar. Gözyaşı kanalı tıkalı olan bir kişi, sık sık göz iltihapları ve konjonktivit (göz zarının iltihaplanması) gibi rahatsızlıklarla karşılaşabilir.

Bu durumda, gözyaşı sıvıları birikerek enfekte olabilir, bu da daha ciddi göz hastalıklarına yol açabilir. Tıkanmış gözyaşı kanalı tedavi edilmezse, uzun vadeli komplikasyonlara yol açabilecek bir durum haline gelebilir.

Hangi Durumlarda Cerrahi Müdahale Zorunludur?

Cerrahi müdahale, tıkanmış gözyaşı kanalı ile ilgili problemler devam ettiğinde zorunlu hale gelir. Eğer gözyaşı kanalı tıkanıklığı tedavi edilmezse, gözde sürekli sulanma, gözdeki enfeksiyonlar ve diğer göz hastalıkları gibi daha ciddi sorunlar ortaya çıkabilir.

Tıkanıklık, ilaç tedavileri veya gözyaşı kanalını açmaya yönelik diğer non-invaziv yöntemlerle çözülmediğinde, cerrahi müdahale (DSR) gereklidir. DSR, gözyaşı kanalındaki tıkanıklığı ortadan kaldırmak ve gözyaşlarının düzgün şekilde boşalmasını sağlamak amacıyla yapılan bir cerrahi işlemdir.

Bu tür müdahale, özellikle uzun süreli tıkanıklıklar, enfeksiyonlar veya gözyaşı kanallarındaki yapısal sorunlar söz konusu olduğunda gereklidir. Ayrıca, gözyaşı kanalı tıkanıklığı, doğuştan veya yaşa bağlı olarak gelişebilir ve bu durumda cerrahi müdahale, sorunun kalıcı olarak çözülmesine yardımcı olabilir.

Eğer başka tedavi yöntemleri başarılı olmamışsa, cerrahi müdahale gözyaşı kanalının işlevselliğini geri kazandırmak için en uygun seçenek olabilir.

Endoskopik DSR Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Endoskopik DSR (Dakriosistorinostomi), gözyaşı kanalındaki tıkanıklığı tedavi etmek amacıyla yapılan minimal invaziv bir cerrahi müdahaledir. Bu işlem, endoskop adı verilen küçük, ışıklı bir cihaz kullanılarak gerçekleştirilir. Endoskopik DSR işleminde, cerrah burun içinden yapılan küçük bir kesiden gözyaşı kesesine ulaşır.

Burada, tıkanıklığa yol açan doku veya yapılar kaldırılır ve gözyaşı kanalındaki engel ortadan kaldırılır. Endoskop aracılığıyla cerrah, burun ile gözyaşı kesesi arasındaki bağlantıyı görünür hale getirir ve kanal açılır. Bu işlem, genellikle genel anestezi altında yapılır ve hastaneye yatış gerektirmez.

Endoskopik yöntem, daha az invaziv olduğu için iyileşme süreci hızlıdır ve komplikasyon riski daha düşüktür. Burun içinden yapılan küçük kesiler sayesinde dışarıda iz kalmaz ve hasta genellikle birkaç gün içinde normal yaşantısına dönebilir. Bu işlem, gözyaşı kanalındaki tıkanıklığın kesin çözümü için en etkili yöntemlerden biridir.

Endoskopik Yöntemin Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?

Endoskopik DSR’nin birçok avantajı vardır. İlk olarak, minimal invaziv bir işlem olması nedeniyle, büyük kesiler yapılmadan tıkanıklık giderilebilir. Bu durum, hastanın iyileşme sürecini hızlandırır ve daha az ağrıya yol açar. Ayrıca, endoskopik yöntemde kullanılan küçük kesiler, dışarıda iz bırakmaz, bu da estetik açıdan büyük bir avantaj sağlar.

Endoskopik DSR, cerrahın gözyaşı kanalı üzerindeki tıkanıklıkları doğrudan görmesini sağlar, bu da daha hassas ve doğru bir müdahale yapılmasını mümkün kılar. İşlem sonrası hastalar genellikle birkaç gün içinde günlük yaşamlarına dönebilir.

Bununla birlikte, endoskopik DSR’nin bazı dezavantajları da olabilir. Her cerrahın bu yöntemde yüksek düzeyde deneyime sahip olması önemlidir, çünkü endoskop kullanarak yapılan müdahaleler hassasiyet gerektirir.

Ayrıca, tıkanıklığın tamamen giderilmemesi veya kanalın yeniden tıkanması gibi komplikasyonlar, nadiren de olsa yaşanabilir. Cerrahın doğru teknikleri kullanması ve hastanın iyileşme sürecine dikkat etmesi büyük önem taşır.

Endoskopik DSR Fiyatları 2025

Endoskopik DSR fiyatları 2025 yılında değişkenlik gösterebilir ve bu fiyatlar, ameliyatı gerçekleştiren cerrahın deneyimi, kullanılan malzemeler, klinik lokasyonu ve hastanın durumuna bağlı olarak farklılık gösterir. Endoskopik DSR, genellikle minimal invaziv bir prosedür olduğu için fiyatları, daha büyük cerrahi işlemlerden (örneğin, klasik DSR) daha düşük olabilir.

2025 yılı itibariyle, endoskopik DSR fiyatları yaklaşık 8.000 TL ile 15.000 TL arasında değişebilir. Fiyatlar, cerrahın deneyimine ve ameliyatın yapılacağı klinik veya hastanenin konumuna göre artabilir.

Ayrıca, işlem sonrası takip ve kontrol randevuları, kullanılan malzemeler veya anestezi gibi ek hizmetler de toplam maliyeti etkileyebilir. Fiyat konusunda net bilgi almak için, bir klinik veya cerrah ile görüşmek, hem işlemle ilgili detayları hem de ödeme planlarını öğrenmek açısından önemlidir. Endoskopik dsr fiyatları 2025 hakkında bilgi almak için bizlere ulaşabilirsiniz.

Endoskopik DSR Ameliyatı ile İlgili Sık Sorulan Sorular

Hangi Durumlarda Klasik DSR Yerine Endoskopik DSR Tercih Edilir?

Endoskopik DSR, klasik DSR’ye kıyasla daha az invaziv ve iyileşme süreci açısından daha avantajlı bir yöntemdir. Klasik DSR, daha büyük kesiler gerektiren bir işlem olup, genellikle gözyaşı kanalı tıkanıklığının daha karmaşık olduğu veya endoskopik yöntemin uygun olmadığı durumlarda tercih edilir.

Ancak, endoskopik DSR, daha hassas ve estetik açıdan daha başarılı sonuçlar sunduğu için birçok durumda klasik DSR yerine tercih edilir. Endoskopik yöntem, tıkanıklığın kolayca görülebilmesi ve daha az doku hasarı oluşturulması nedeniyle genellikle tercih edilir. Ayrıca, endoskopik DSR, cerrahın gözyaşı kanalındaki engeli daha iyi görmesini sağlayarak, komplikasyon riskini azaltır.

Klasik DSR yerine endoskopik DSR tercih edilmesinin bir diğer avantajı da hastaların daha hızlı iyileşmesidir. Bu yöntem, hastaların cerrahi müdahaleden sonra daha kısa süre içinde normal yaşamlarına dönmelerine olanak tanır. Endoskopik DSR, özellikle daha basit ve etkili bir çözüm sunması nedeniyle günümüzde tercih edilen cerrahi yöntemlerden biridir.

Ameliyat İçin Yaş Sınırı Var Mı?

Gözyaşı kesesi tıkanıklığı için yapılan cerrahi müdahalelerde genellikle bir yaş sınırı yoktur, ancak işlem için en uygun yaş, burun ve gözyaşı kanalının tam olarak geliştiği, genellikle 18 yaş ve üzeri dönemdeki bireylerdir. Çocuklarda ve ergenlerde, gözyaşı kesesi tıkanıklığının doğuştan olabileceği durumlar dışında cerrahi müdahale genellikle ertelenir.

Çünkü, gözyaşı kanalları genellikle ergenlik dönemine kadar gelişir. Ergenlik döneminde, gözyaşı kanalının gelişimi tamamlandığından, bu yaştan sonra cerrahi müdahaleler daha güvenli ve etkili sonuçlar verir. Ancak, özellikle doğuştan gelen tıkanıklıklar, bebeklik döneminde de tedavi gerektirebilir.

Bu gibi durumlarda, yaşa uygun tedavi yöntemleri ve cerrahi müdahaleler uygulanabilir. Yaş sınırı, cerrahın hastanın genel sağlık durumunu ve gözyaşı kanallarındaki sorunun türünü göz önünde bulundurmasıyla belirlenir.

Gözyaşı Kesesine Enfeksiyonu Olan Hastalarda Ameliyat Yapılabilir Mi?

Gözyaşı kesesi enfeksiyonu, genellikle gözyaşı kanalındaki tıkanıklık veya iltihaplanmalardan kaynaklanır ve cerrahi müdahaleyi zorlaştırabilir. Ancak, gözyaşı kesesinde enfeksiyon varsa, cerrahi müdahaleden önce bu enfeksiyonun tedavi edilmesi gerekir. Enfeksiyonlar, cerrahi işlemi riske atabilir ve iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir.

Gözyaşı kesesi tıkanıklığı nedeniyle gelişen enfeksiyonlar, antibiyotik tedavisi ile genellikle kontrol altına alınabilir. Enfeksiyon tedavi edildikten sonra, gözyaşı kesesi üzerindeki cerrahi müdahale yapılabilir.

Enfeksiyonun vücutta yayılmasını engellemek ve iyileşme sürecini hızlandırmak için, cerrah bu durumu dikkate alarak ameliyat zamanlamasını yapar. Enfeksiyon tedavisi tamamlanmadan ameliyat yapılması genellikle önerilmez, çünkü enfekte dokuların iyileşmesi, cerrahiden sonra komplikasyonlara yol açabilir.

Ameliyattan Sonra İyileşme Süresi Ne Kadardır?

Endoskopik DSR gibi minimal invaziv cerrahi işlemler sonrası iyileşme süresi genellikle hızlıdır. İlk birkaç gün boyunca hafif şişlik, morarma ve rahatsızlık yaşanabilir. Ancak, bu etkiler genellikle 3-5 gün içinde azalır. İyileşme süresi, bireyin genel sağlık durumu, cerrahın deneyimi ve işlemin karmaşıklığına bağlı olarak değişebilir.

Endoskopik DSR sonrası hastalar genellikle bir hafta içinde normal aktivitelerine dönebilirler, ancak iyileşme sürecinin tam olarak tamamlanması 2-3 hafta sürebilir. Bu süreçte hastalar, burun bölgesine baskı yapmaktan ve ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmalılar.

Gözyaşı kanalı tıkanıklığının giderilmesiyle birlikte, burun içindeki iyileşme 1-2 hafta içinde hızlanır, ancak tamamen iyileşme ve kanalın işlevini kazanması 3-6 ay sürebilir. Gözyaşı kanalındaki tıkanıklık ortadan kalktıktan sonra, gözyaşları düzgün şekilde akmaya başlar ve hastaların şikayetleri azalır.

Günlük Hayata Ne Zaman Dönülebilir?

Endoskopik DSR ameliyatı sonrasında, hastalar genellikle 1-2 gün içinde günlük hayata dönebilirler. Ameliyat sonrası, hafif şişlik ve morluklar olabilir, ancak bunlar hızla geçer ve hastalar normal aktivitelerine başlamada zorlanmazlar. İşlemden sonraki ilk birkaç gün, göz çevresindeki bölgede hassasiyet hissedilebilir, bu yüzden hasta ağır egzersizlerden ve burun bölgesine doğrudan baskı uygulamaktan kaçınmalıdır.

İşlem sonrası iyileşme süreci birkaç hafta içinde tamamlanır ve hastalar genellikle burun ve gözyaşı kanalındaki tıkanıklığın tamamen açılmasının ardından günlük yaşamlarına rahatlıkla devam edebilirler.

Ayrıca, hastaların iyileşme sürecinde doktorlarının önerilerine dikkat etmeleri, komplikasyonların önlenmesi ve hızla iyileşmeleri için önemlidir. Endoskopik DSR sonrasında, burun bölgesinin iyileşmesi tamamlandıktan sonra hastalar, herhangi bir özel bakım gerektirmeden normal yaşantılarına dönebilirler.

İyileşme Sürecinde Nelere Dikkat Edilmelidir?

Endoskopik DSR ameliyatı sonrasında iyileşme süreci genellikle hızlıdır, ancak başarıya ulaşan bir iyileşme için bazı önemli hususlara dikkat edilmesi gerekir. İlk birkaç gün boyunca, hastaların burun ve göz bölgesine fazla baskı yapmamaları gerekmektedir.

Şişlik, morluk ve hafif ağrı gibi geçici yan etkiler görülebilir, bu yüzden hastaların bu süreçte dinlenmeleri ve cerrahın önerdiği ilaçları düzenli olarak almaları önemlidir. Ayrıca, ilk hafta boyunca burun bölgesine darbe almamaya dikkat edilmelidir. Soğuk kompres uygulamak, şişlikleri hafifletebilir ve iyileşmeyi hızlandırabilir.

İyileşme sürecinde hastaların dikkat etmesi gereken bir diğer önemli nokta da sigara içmemek ve alkol tüketmemektir, çünkü bu alışkanlıklar iyileşme sürecini olumsuz yönde etkileyebilir.

Ayrıca, burun tıkanıklığına neden olabilecek her türlü üründen kaçınılmalıdır ve doktorun önerdiği bakım talimatlarına sıkı sıkıya uyulmalıdır. Hastaların, göz çevresindeki şişlikleri ve morlukları önlemek için yüzlerini nazikçe temizlemeleri ve herhangi bir baskıdan kaçınmaları gerekmektedir.

Endoskopik DSR Ameliyatı Sonrası Gözde Akıntı, Kızarıklık ve Şişlik Normal Mi?

Endoskopik DSR ameliyatı sonrasında gözde hafif akıntı, kızarıklık ve şişlik gibi belirtiler görülebilir. Bu tür semptomlar, cerrahiden sonra genellikle normaldir ve iyileşme sürecinin bir parçasıdır. Gözde akıntı, gözyaşı kanalının yeniden açılmasıyla birlikte, gözyaşlarının doğru şekilde akmaya başlaması ile ilişkilidir.

İlk birkaç gün boyunca, bu akıntı artabilir, ancak zamanla azalacaktır. Kızarıklık ve şişlik ise, göz çevresindeki doku iyileşirken oluşan geçici yan etkilerdir. Bu belirtiler, genellikle 2-3 gün içinde kendiliğinden geçer. Ancak, bu tür belirtilerin şiddetli hale gelmesi veya uzun süre devam etmesi durumunda bir doktora başvurulmalıdır.

Göz çevresindeki şişliklerin hafifletilmesi için soğuk kompres uygulamak faydalı olabilir. Gözdeki akıntının geçici olduğunu ve gözyaşı kanalının yeniden açılmasıyla iyileşme sürecinin hızlanacağını unutmamak gerekir.

Takip Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar Nelerdir?

Endoskopik DSR ameliyatı sonrasında, hastaların takip sürecine dikkat etmeleri oldukça önemlidir. Cerrah, genellikle ameliyat sonrası bir dizi kontrol randevusu önerir. Bu randevularda, gözyaşı kanalının düzgün bir şekilde iyileştiğinden ve tıkanıklığın ortadan kalktığından emin olunacaktır.

Takip sürecinde, hastaların cerrahın verdiği ilaçları düzenli olarak kullanmaları, enfeksiyon riskini azaltır ve iyileşme sürecini hızlandırır. Ayrıca, hastaların burun ve göz bölgesine aşırı baskı yapmamaları, burun içini zorlamamaları ve herhangi bir travmadan kaçınmaları önemlidir.

Bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta ise, burun içindeki herhangi bir şişlik veya enfeksiyon belirtisinin fark edilmesi durumunda, derhal doktorla iletişime geçmektir.

Takip sürecinde, hastaların gözleriyle ilgili herhangi bir değişiklik, ağrı, anormal akıntı veya şişlik durumunda hızlıca bir uzmana başvurmaları, olası komplikasyonların önlenmesine yardımcı olacaktır. Bu sürecin düzgün ilerlemesi için cerrahın önerilerini ve randevuları aksatmamak oldukça önemlidir.

Endoskopik DSR Ameliyatı Acı Verir Mi?

Endoskopik DSR ameliyatı, minimal invaziv bir işlem olduğu için genellikle acısızdır. İşlem sırasında genellikle lokal anestezi kullanılır, bu da hastaların işlem sırasında herhangi bir acı hissetmemelerini sağlar. Anestezi, cerrahın burun içinden küçük kesiler yaparak gözyaşı kanalına erişmesini mümkün kılar.

Dolayısıyla, işlem sırasında herhangi bir rahatsızlık yaşanmaz. Ancak, ameliyat sonrası birkaç gün boyunca şişlik ve morluklar olabilir, bu da bazı hastalar için rahatsızlık verici olabilir. Bununla birlikte, endoskopik DSR sonrası ağrı, genellikle hafiftir ve ağrı kesici ilaçlarla rahatlıkla kontrol altına alınabilir.

Birkaç gün içinde, hastalar normal yaşantılarına dönebilirler. İyileşme sürecinde yaşanabilecek rahatsızlıklar genellikle geçicidir ve işlem sonrası hızlı bir iyileşme süreci beklenir. Sonuç olarak, endoskopik DSR, cerrahi müdahale olarak minimal acı ve rahatsızlıkla yapılan bir işlemdir.

Ameliyat Ne Kadar Sürer ve Aynı Gün Eve Gidebilir Mi?

Endoskopik DSR ameliyatı genellikle 30 dakika ile 1 saat arasında sürebilir, çünkü bu işlem minimal invaziv bir yöntemle yapılır ve büyük kesiler gerektirmez. Cerrah, burun içinden yapılan küçük bir kesiden gözyaşı kanalına ulaşır ve burada tıkanıklığı giderir.

Çünkü işlem sırasında kullanılan endoskop, cerrahın işlem bölgesini net bir şekilde görmesini sağlar ve böylece işlem daha hızlı ve hassas bir şekilde gerçekleştirilir. Ameliyat sonrasında hastalar genellikle aynı gün evlerine dönebilirler.

Endoskopik DSR, genellikle hastaneye yatış gerektirmeyen bir prosedürdür ve işlem sonrası hastaların dinlenip, birkaç saat izlendikten sonra taburcu olmaları mümkündür. Yalnızca çok nadiren, komplikasyon riski olan durumlar veya enfeksiyon gibi olumsuz durumlarda hastaların bir süre daha gözlem altında tutulması gerekebilir. Bunun dışında, çoğu hasta işlem sonrası rahatlıkla eve dönebilir ve normal günlük yaşamlarına hızla adapte olabilirler.

Gözde Dikiş Atılır Mı? Atılırsa Ne Zaman Alınır?

Endoskopik DSR ameliyatı sırasında, genellikle göz çevresinde veya burunda büyük kesiler yapılmaz, bu nedenle genellikle dışarıda dikiş atılmaz. İşlem sırasında sadece burun iç kısmında yapılan küçük bir kesi kullanılır ve burada dikiş gerekmez. Endoskopik yöntemde, cerrahın ulaşması gereken bölgelere küçük kesiler açılarak işlem yapılır ve bu kesiler, vücut tarafından kendiliğinden iyileşir.

Ancak, bazı durumlarda, işlemi desteklemek için iç bölgelerde küçük dikişler kullanılabilir. Eğer dikiş atılmışsa, bu dikişler genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden çözülür ve bir hafta içinde iyileşir.

Dikişlerin alınması gereken bir durum söz konusu olursa, genellikle 5-7 gün sonra, hastanın durumuna göre cerrah tarafından dikişler alınır. Dikişlerin alınması sonrasında, iyileşme süreci hızlanır ve hastalar herhangi bir ağrı hissetmeden günlük aktivitelerine devam edebilirler.